1.14 Radyo Programları

Alman Birinci Televizyon Kanalı (ARD) 1964 yılında, ülkede yaşayan "misafir işçilerin" kendi dillerinde Almanya ve ana vatanlarından haber almalarını sağlamak amacıyla bir radyo programı başlatmıştır. İtalyanca, Türkçe, Yunanca, İspanyolca gibi çeşitli dillerde yapılan bu yayınlar, işçiler tarafından ilgiyle dinlenmekteydi. Türkiye’den gelen işçiler arasında "Köln Radyosu" adıyla bilinen bu Türkçe yayın, sınırlı olmasına rağmen, bu insanlar için uzun yıllar Almanya, Türkiye ve dünyadan haber almada önemli bir yer tutmuştur.

Bu kanalı Hessen, Berlin ve Bremen radyoları izlemiştir. Ayrıca bugün Federal Almanya’da, kamuya ait radyolar olan Deutsche Welle, WDR Köln Radyosu ve RBB Türkçe yayınlar yapmaktadır. Bunlardan Deutsche Welle Türkiye’ye yönelik yayın yaparken, Batı Alman Radyo Televizyon Kurumu WDR’e bağlı Köln Radyosu, ülkenin batı eyaletlerinde dinlenebilmektedir. Berlin-Brandenburg Radyo Televizyon Kurumu RBB ise bünyesinde yayın yapan ve Türkiye’de Berlin Radyosu olarak bilinen ”Radio Multikulti” Türkçe servisi ile birlikte, Berlin ve Brandenburg Eyaletleri’nde yayın yapmaktaydı.

Radyo Multikulti Türkçe Servisi hafta içi her gün bir saatlik yayını ile 34 yıldır Berlin’de yaşayan Türkler’e seslenmekteydi. Almanya’da pek çok dilde haber ve müzik yayını yapan ilk radyolardan biri olarak bilinen Radyo Multikulti’nin 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren kapatılmasına karar verilmiştir. Radyo Multikulti’nin yaptığı yayınların en önemli özelliği, göçmen kökenliere kendi ana dillerinde haber ve programlar sunmasıydı. Almanya ve Berlin ağırlıklı olan bu yayınlarla, göçmenlerin kendi kültürlerini ve ana dillerin unutmadan Alman toplumuna uyumuna katkı sağlanması hedeflenmekte iken, radyonun kapatılma kararı Almanya Ulusal Entegrasyon Planı’nın içeriğine tamamen ters düşmüştür.

Günlük 37.000 kişi dinleyici kapasitesi olduğu kaydedilen RBB Radyo Multikulti’nin, tasarruf gerekçesi ile 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren kapatılması oldukça yanlış bir uygulamadır. Bu karar sadece göçmen kökenli kişilere yönelik değil, aynı zamanda toplumun tüm kesimine gönderilen yanlış bir sinyal olmuştur. Bir yandan uyum zirvelerinde, Ulusal Entegrasyon Planı bünyesinde medyanın entegrasyon sürecindeki önemi dile getirilirken, diğer yandan RBB’nin Radyo Multikulti’yi kapatması birbiri ile son derece çelişkili bir durum ortaya koymaktadır. Açıktır ki, bu karar nedeniyle oluşacak toplumsal zarar, elde edilebilecek maddi tasarruftan çok daha fazladır. Bu tür uygulamalar ile Ulusal Entegrasyon Planı'nın ciddiyeti zedelenmektedir. Tasarruf edilmesi gerektiğinde, öncelikle göçmen kökenli kişilere yönelik programların akla gelmesi son derece üzücü ve düşündürücüdür.

Öte yandan Radyo Multikulti'nin kapatılması, RBB için de bir profil kaybı yaratmış, programlarında özellikle çokkültürlü yayınlara da sahip olduklarını vurgulayan kamu radyolarının güvenilirliği zedelenmiştir. Ayrıca ARD’nin, Ulusal Entegrasyon Planı kapsamında kültürel çeşitlilik konusunda sorumluluk üstlenen bir kurum olarak yer alması da oldukça düşündürücüdür. Görülüyor ki, ARD toplumsal sorumluluğunu yerine getirememiş ve Radyo Multikulti’nin kapatılmasına engel olamamıştır.